. ZEKAT ZAMANI
Muhterem kardeşlerim, içinde bulunduğumuz Ramazan ayı ve orucu,her mümin insana açlığı, susuzlu ve çaresizliği anlaması için farz kılınan ilahi bir ibadettir. Böylece insan,aç, susuz ve maddi durumu iyi olmayan insanların içine düştüğü çaresizliği anlama fırsatı bulacaktır. İşte bu ayda aklımıza, aç ve susuz kalan insanlar gelmeli ve onların ihtiyaçlarını giderme açısından ne yapmalıyız sorusuna cevap aramalıyız. Bu sorunun cevabı ise İslam’da zekat kavramı ve ibadet’i ile başlar. Zekat ise
Sene'de bir defa malın belli bir miktarını, Allah'ın Kur'ân-ı Kerim'de saydığı sekiz sınıftan birisine veya bir kaçına Allah rızası için vermektir.
Zekat'ı toplama görevi islam devletine aittir.O olmazsa her müslüman bizzat kendisi zekatını, verilmesi gereken yerlere vermek zorundadır. (9/103-34-35)
Zekatın verileceği yerler bir ayette” Fakirler, düşkünler,zekat memurları,islama girmeleri için teşvik edilenler,köleler,borçlular,Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara verilmelidir. (9/60)
Zekatın hangi hallerde farz olacağı ve elimizde bulunan malın ne kadarını zekat olarak vereceğimiz ise bir ayette”
Sana neyi-ve ne kadarsını- infak edeceklerini soruyorlar. De ki: İhtiyaçtan fazlasını infak edin”Diye buyrulmaktadır.(2/219)
Bu ayetten anlaşılan zekat, zaruri ihtiyaçlardan geriye artan mallardan verilecektir. Yani bir müslüman, bir yıllık tüm giderlerini hesaplar ve onu ayırır. Artan mal, altın, gümüş veya para ne varsa,onları atıl bir şekilde stoklama hakkına sahip değildir. Bunların zekatlarını vermek zorundadır. Kuran’da zekatlarını vermeyenler kınanmış ve ahret’i inkar edenlerle bir tutulmuştur. (41/6-7)
Aynı zamanda eğer bir müslüman malının zekatını vermezse ilahi azapla da tehdid edilmiştir. Buna işaret eden bir ayette”
Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, “işte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı”! denilecektir.
Mademki bu konuda ilahi ihtar var; öyleyse” Artık namazı dosdoğru kılın, zekat’ı verin ve Allah'a sarılın sizin mevlanız O'dur. İşte ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.” (tevbe-34-35) (22/78) Kardeşlerim,
mademki bütün mülk Allah’ın, bizler ise emanetçi;
Onunun mülkünden Onun istediği yerlere ve kimselere zekat’ı vermemiz gerekmektedir.
Zekat’ın miktarı kuran'da”insan'ın ihtiyacından arta kalanı olarak ifade edilmiştir.”Yani altını, doları veya parayı stoklayamazsınız. Mesela banka'ya paranızı yığarak sadece kendiniz için saklayamazsınız. Ya bu paralarla istihdam alanı oluşturup işsizlere iş sağlamak için fabrikalar kuracak yada Allah yolunda ihtiyaç sahiplerine dağıtacaksınız. Zekat’ın verilmesi gereken en askeri alt limit altın, gümüş ve parada yüzde ikibuçuk olarak hadislerle sınırlandırılmıştır. Yoksa kuran’a baktığımızda böyle bir sınırlama olmadığını görmekteyiz. Bu konuyla ilgili bir ayette” Eğer(Allah) onları (mallarınızın ve paranızın hepsini) sizden isteyip de sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz, O da kinlerinizi ortaya çıkarırdı”(da belkide isyan ederdiniz)(47/37) Yani, elinizde bir yıllık ihtiyacınızdan fazla para veya mal olarak neyiniz varsa, en az yüzde ikibuçuğunu zekat olarak verirseniz, belkide sadece azaptan kurtulabilirsiniz. Çünkü islam’ın istediği zengin burjuvalar oluşturmak değil, yeryüzündeki bütün nimetlerin bütün insanlar arasında adil olarak paylaşımıdır.
Aksi takdirde insanlığın başına bela olan kapitalizm, bir avuç zengin burjuva oluşturarak dünya'nın bütün nimetlerini kendi süfli amaçları için kullanacaktır. Çünkü kapitalizm mikrobu insana bir bulaşırsa o kişi doyumsuzluk hastalığına yakalanır.
Ve bu hastalığa yakalanan kimse, ne kadar zengin olursa olsun ve ne kadar malı artarsa artsın gözü doymaz ve kalp huzurunu bulamaz. Çünkü kapitalizm'in ne din'i nede iman'ı vardır. Onun değer yargısı ve ölçüsü paraya ve mala sahip olmaktır. Bunun için paranın kaynağı ve nasıl kazanıldığı önemli değildir. Para kazandıran herşey onun için meşrudur.
İşte islam, insan'ı ve insan şahsiyetini aşağılayan, kapitalist mantığın Müslüman’ın beynine yerleşmemesi için çalışmaktadır. Bunun için ihtiyaç fazlası malı ve parayı ya aktif hale getirmeyi yada Allah için ihtiyaç sahiplerine dağıtmayı amaçlamıştır. Böylece Müslüman'ın zaruri ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra daha fazla mal ve para kazanmak için gayri meşru yollardan uzak durması gerektiği anlatılmaya çalışılmıştır. ZEKAT MİKTARI Kardeşlerim, zekat vermek için 80 gr. Altın veya aynı değerde gümüş,para,hisse senedi, çek,tahvil senetleri,banka bonoları veya bu miktar’da mala sahip olmak gerekmektedir. Bunlardan verilecek zekat miktarı:Yüzde ikibuçuktur. Ayrıca kadınlar, ziynet eşyalarının zekatlarını kendileri vermek zorundadır. Çünkü
zinet eşyaları kadınların kendi mallarıdır. Erkekler o zinetler üzerinde bir hak ve tasarruf sahibi değillerdir. Ancak hanımın izni olursa o müstesna. Bu sebeble erkekler, hanımların kendi malı sayılan zinetlerinin zekâtını vermekle mükellef değildirler. Zinetlerin zekâtını, o zinetin sâhibi olan kadınlar ödemek mecburiyetindedirler. Bu hususta kocalarını ödemeye zorlayamayacakları gibi, kocaları ödemediği için mes`uliyetten de kurtulamazlar. Şu halde zinet sâhibi kadınlar zekâtlarını kocaları vermediği takdirde kendileri vermek zorundadırlar. İster zinetlerinden bir kısmını bozdurup bu mükellefiyetlerini yerine getirirler, isterse zinetlerinden zekâta mukabil gelen kısmını vermek suretiyle zekât borçlarını ödemeye çalışırlar. Sonuç olarak deriz ki:Zekat fakirin hakkıdır. Bu hak değişik vesilelerle zengine geçmiştir.Bu hakkı zengin fakire ödemediği takdirde,bunun hesabını Allah’a ödeyecektir.Allah ona hesap görücü olarak yeter. Yazımıza alemlere rahmet olarak gönderilen Hz.Muhammed’in şu sözleri ile son verelim,O buyurdu ki:Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.”Yerdekine merhamet etmeyene gökteki de merhamet etmez” ÖNEMLİ NOT Zekat vermek için,borçsuz en az 80gr altın veya aynı değere ulaşan mala sahibi olmak gerekmektedir. Ayrıca,içinde oturduğumuz ev harici evlere,değerlensin diye aldığımız arsalara veya arazilere ve kullandığımız otomobil harici otomobillerimize zekat düşmektedir. Zekatlarımızı sırasıyla önce en yakın akrabalarımıza sonrada en yakın komşularımıza daha sonrada diğer ihtiyaç sahiplerine vermeliyiz. Rabim bizleri, zekatlarını hakkıyla verip, mallarını fakir hakkından temizleyen kullarından eylesin. Allah’a emanet olun. Vesselam
(www.abdulmetinhoca.com)
Tarih : 29 Ağustos 2010 Pazar
Hit : 2760
|