ALLAH’TAN GELEN CENNET VİZESİ
Muhterem kardeşlerim, bu haftaki konumuz;Yüce rabbimizden gelen üç hediye ile ilgilidir. Mesela: Bir ülkenin başbakanı size bir hediye gönderse bu hediye sizi çok sevindirmez mi? Ve siz bu hediyenin size ne tür avantajlar sağlıyacağını bir düşünün! Pekii, ya her şeyi yoktan var eden Yüce Allah size bir hediye gönderirse, bu hediye sayesinde ne tür kazançlar elde edeceğinizi hiç düşündünüz mü? İşte Yüce Allah’da miraç’ta Hz.Muhammed’e, bizlere teslim edilmek üzere üç hediye göndermiştir. Bu hediyeleri kabul edenleri ise ebedi içinde kalacakları cennet’le müjdelemiştir. Bu hediyeleri kabul etmemek , geçici olan dünya nimetlerine evet ama ebedi olan cennet nimetlerine ise hayır demek olacaktır. Hangi akıl sahibi böyle bir ahmaklığı yapabilir? Şimdi Allah’tan gelen üç hediyenin ne olduğuna bir göz atalım.
1-Allah’ın bildirdiği iman’ın esaslarına kayıtsız şartsız inanmaktır. Bunlar, bakara suresinin son iki ayetinde anlatılan” Allah’a, Meleklere, geçmiş bütün Peygamberlere, Onlara verilen bütün kitaplara ve o kitaplarda bildirilen ne varsa, hepsine tereddüdsüz iman etmektir.
2-Şirk koşulması hariç bütün günahların bağışlanacağıdır. Şirk ise:Allah'a eş ve ortak veya
ona ait sıfatlarla vasıflandırılan başka bir varlığın olduğuna inanmak demektir.
Bu şeyler bazen güneş, bazen ay, bazen yaşarken iyi olan insanların öldükten sonra yapılan heykelleri ve mezarları olabilir. Çünkü insanlar, Allahtan bekledikleri –yardımı ve şifayı- putlardan, şeyhlerden ve mezardaki ölü zatlardan beklemekte ve istemektedirler. Bunların en belirgin örnekleri: Ünüversite imtihanlarına giren insanların; türbelerden ve mezarlardan meded ummalarıdır. Bu mezarlarda yatan insanların eğer ellerinde olağan üstü güçleri olsaydı,önce mezarlarından kalkar sonrada bizi rahatsız etmeyin diye haykırırlardı. İşte böylece insanlar,Allahtan gelecek yardımı ve şifayı
bunlardan bekleyerek, ŞİRK günahına batmaktadırlar. Kur'an âyetlerinde şirk konusuna
çok geniş yer verilmiştir. Çünkü şirk, Allah’a karşı yapılabilecek en büyük
hakaret ve haksızlıktır. İşte bunun için Allah, kıyamet günü kulunun diğer günahlarını bağışlayabileceğini ancak şirk günahını ise asla af etmeyeceğini ilan etmiştir.
3-Günde beş vakit namazı aksatmadan kılmaktır. Namaz ise: Günde beş defa belli vakitlerde,yaratıcının huzurunda Durarak, yaratılan insanın yaratanı karşısındaki acziyetini ifade biçimidir.
Namaz, yaratanı övmek, yüceltmek ve emirlerine itaat ettiğini göstermek için, Allah’ın bizden istediği kulluk şeklidir. Namaz, Allah’la kulların diyalog kurup,yaratanlarına karşı tazim ve saygı ile secdeye kapanarak” ya rabbi ben kulum sende benim rabbimsin demesidir” Fatiha suresinde” Hamd alemlerin rabbi olan Allah’adır. O merhametlilerin en merhametlisidir.
O din gününün sahibidir. -Ya rabbi biz-yalnız sana kulluk eder yalnız senden yardım dileriz” diyerek, ulu bir sultana karşı yapmamız gereken saygıyı ifade ederiz. Bu saygı, Allah’ın namaz kıl emrine boyun eyme biçimidir.(1/1-2-3-).
Buna işaret eden bir ayette” Ey Muhammed İnanan kullarıma söyle namazlarını kılsınlar “Buyrularak, inanan insanlara namaz’ın farz kılındığı bildirilmiştir.”(14/131) Böylece Müslüman olan kimseler, Rablerinden gelen hediyeleri kabul ettiklerini beyan etmiş ve Allah’ın kendileri için hazırladığı Cennet’e talip olduklarını ilan etmişlerdir. Sonuç olarak deriz ki: Yüce Allah’ın gönderdiği hediyeleri kabul etmemek veya onları küçümsemek,hediyeyi gönderen ulu sultana yapılacak en büyük hakaret olacaktır. Elbette Allah bu hakaretin hesabı soracak güce ve kudrete sahiptir. Elbette Allah intikam alanların en şiddetlisidir. Allah bizleri gönderdiği bu hediyelerle şereflenen,bu şeref ile günahlarından temizlenen,CENNET VİZESİNİ alıp miraç'a çıkan, cennette Peygamber'e komşu olan ve Onun cemalini gören kullarından eylesin. (Metin çağlı hoca)
Tarih : 24 Eylül 2010 Cuma
Hit : 2473
|