KURBAN
Muhterem kardeşlerim, bu haftaki konumuz kurban kesmekle alakalıdır. Kurban ise:kurban bayramı günleri içerisinde,koyun,keçi,sığır ve deve türü hayvanlardan birisinin Allah için boğazlanmasıdır. Bu konu kuran’da Kevser suresinde yer almaktadır. Ancak kurban meselesi taa adem (as)ın çocukları olan kabil ve habil’den beri süre gelen bir ibadettir. Bu ibadet,ilahi buyruklara ne denli bağlı olduğunu gösteren İbrahim(as)ın İsmail’i kurban etmek isterken yaptığı samimiyet testinin bir sünneti olarak bizlere ulaşmıştır. Yani bugün bizler kurban keserken” yaa rabbi bizler sana ve senin emirlerine o kadar bağlıyız ki;şu masum hayvanları kurban et dedin biz de ediyoruz, işte biz senin buyruklarına bu kadar itaat eden muhlis kullarız diye samimiyet gösterisi yapmaktır. Ziira kuran’da”kesdiğiniz hayvanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Sizden Allah’a sadece samimi niyetleriniz ulaşır” buyrularak, esas olanın kulun samimiyetinin testi olduğu ortaya konmaktadır. Ama ne yazık ki bugün kurban ibadeti,diğer ibadetlerde olduğu gibi asıl gaye ve maksadından uzaklaştırılmıştır. Mesela dindarlar arasında kurbanın hükmü tartışılırken(vacip mi sünnet mi) avam arasında ise ucuza kapatmak için vekalet yolu seçilip, kurban parası yabancı ülkelere gönderilmektedir. Halbuki bunların hiç birisi kurbanın gayesine uygun değildir. Eğer yabancı ülkelerdeki Müslüman kardeşlerimiz yardıma muhtaçsa onlara yardım etmek sünnet olan kurbanla değil farz olan zekat’la ve infakla yapılmalıdır. Yukarıdan beri anlattıklarım, kurban ibadetinin kendine ait özelliklerinin ve hikmetinin olduğunu vurgulamak içindir. Eğer kurban ibadetini fiilen yapmazsak, bir müddet sonra bu şekil vekalet yollu kurban kestirmeler, bizi kurban ibadetinden uzaklaştıracak ve belki de bir süre sonra insanlar kurban sünnetini fiilen terk etmiş olacaklardır. Bu kadar sözden sonra gelelim kurban kimlere vaciptir? Bu konuda fıkıh kitaplarında nisap miktarından bahsedilir.Yani İslam’a göre zengin olma sınırına ulaşmak gerekir. Ama kimlerin hangi şartlarda ve nasıl kurban kesmesi gerektiği hadisi şerifte öyle güzel izah edilmiş ki, hiçbir kimseye fetva sormadan bunun fetvasını kendi kalbinize sorabiliriz. Bu konuyla alakalı hadis’de”Hz.Muhammed buyuruyor ki: Kim genişlik ve imkân bulur da kurban kesmezse, bizim namazgahımıza yaklaşmasın." ." Ey insanlar! Her aile halkına her sene bir kurban düşer." İşte Peygamberin(as) fermanı bu; fetvaya veya sağa sola sormaya ne gerek var! Ey kardeşim, senin ekonomik durumunu senden daha iyi kim bilebilir? Eğer kurban alacak kadar ekonomik durumun musaitse bütçene uygun bir hayvanı alır ve Allah için kurban edersin. Eğer fakirsen ve imkanın da yoksa Allah’ın bu konuda imkanı olmayandan kurban beklentisi yoktur. Sonuç olarak deriz ki: Kurban, başlı başına bir ibadettir. Bu ibadet bizzat kişinin kendisi tarafından yapılmalıdır. Eğer o kişinin kurban kesecek cesareti veya becerisi yoksa, vekalet verdiği birisinin başında durarak o kurbanı beraber kesmelidir. Her ne kadar vekaleten başka ülkelerde kurban kestirmek caiz ise de, bu kurban ibadetinin ruhuna aykırıdır ve bundan uzak durmak gerekmektedir. Kesilen kurbanın sahibi etinin en fazla yarısını kendisine ayırmalı öbür yarısını ise mutlaka fakir fukaraya dağıtmalıdır. Ama kurban sahibi isterse kurban etinin tamamı da dağıtılabilir.Herkesin dönüşü Allah’adır.O hesap sorucu olarak yeter.Allah kurbanlarımızı kabul edip günahlarımıza kefaret eylesin.vesselam (Metin çağlı hoca)
(İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Prof. Dr. Vehbe Zuhayli)
Tarih : 15 Kasım 2010 Pazartesi
Hit : 2440
|